23 Aralık 2006 Cumartesi

KONUK DEFTERI

Sayin Okuyucu,
Lutfen fikirlerinizi eklemeyi unutmayin.
Saygilar ve sevgiler

9 Aralık 2006 Cumartesi

ASTROLOJİ'YE GİRİŞ

Değerli Astroloji Meraklıları, Türkiye'de "ilk" astroloji derneği kuruldu. Emeği geçenleri kutlarım. Umarım "astrolojik etik " ve astroloğun tanımı konularındaki belirsizliklerin azalmasında da faydalı çalışmalar olacaktır. Böylelikle hariçten gazel okuyanların da sayıları azalacaktır. Herkesin faydalanacağı astrolojiye önem verildiği kadar, astrologlar arası bir denetim ve oto kontrol mekanizması olarak da kendini hissettirmeli diye düşünüyorum. Sorumluluk alanlara başarılar diliyorum.

2000 Temmuz oldukça ilginç bir ay olacağa benzer, 3 adet tutulum barındırmakta; 1 Temmuz'da Kısmi Güneş Tutulması, ardından 16 Temmuz'da Tam Ay Tutulması ve en son 31 Temmuz'da tekrar bir Kısmi Güneş Tutulması...
Bilindiği üzere Güneş tutulmasında Ay Dünya ile Güneş arasına girip Güneşin dünyadan görünmesine bir müddet engel oluyor. Ay tutulmasında ise Dünya arada kalıyor, Ay Dünyanın arkasına geçip Güneşin ışınlarının erişemediği noktaya geliyor. Ay Dünyanın gölgesinde kalıyor.

Astrolojide Ay ve Güneş tutulmaları farklı şekillerde yorumlanırlar..
Eskiler, “ışıklar” (nurlar) olarak da adlandırılan Ay veya Güneş’in önüne bir set çekilerek, ışıklarından dünyadaki yaşamın faydalanmasına geçici olarak engellenmesi düşüncesi ile ve de olayları da inceleyerek bu gök olaylarını çoğunlukla negatif yönüyle ele almışlar ve yorumlamışlardır. Eski zamanlarda tam güneş tutulması sırsında çeşitli toplumlarda değişik olaylar yaşanırmış. Örneğin en yaygın olarak her kez eline geçirdiği nesnelerle tencere, tava ile sesler çıkartarak kötü ruhları kaçırmaya çalışırlarmış. Çağımızdaki birçok astrolog ise tutulumları iyi yönüyle görmeye - göstermeye çalışarak yorum yapmaktadırlar. Güneş tutulumunu bir başlangıç, Ay tutulumunu ise bir son olarak nitelendirip yeni umutlar vaad ederek yorum yaparlar. Bu bakış açısı da yanlış değildir. Işığın önü kesilmeden oluşan "yeni ay" konumları gerçekten bir başlangıç olabilir ki öyle yorumlanmalıdır da.. Ama özellikle tam güneş tutulmalarından hemen sonra gelişen olaylar astrolojik açıdan incelendiğinde özellikle depremlerle (İzmit depremi gibi) ilişkili olduğu ayrıca, oluştuğu astrolojik pozisyona ve yerküre üstündeki yerine göre toplumu ve dünyayı etkileyen kıtlık, yangınlar, salgın hastalıklar, ekolojik dengeyle ilgili olayları irdeledikleri gözlenmiştir. Bana soracak olursanız naçizhane fikrim; eskilerin doğruluğu yönündedir.

Bu konuda İlhan yayınevinin çıkardığı yazarı Sepharial olan, "Güneş & Ay Tutulmaları, Dünya' ya Etkileri" kitabı tavsiye ederim. Etkilerin yorumları ile ve delilleriyle çok güzel bir bakış açısı ve referans kitabı.. Tutulmalarla ilgili verilen detaylı astronomik bilgilerden, astroloji bilmeyenlerin de faydalanacaklarını söyleyebilirim.

Küçük bir uyarıda bulunayım izin verirseniz; bu kitaptaki bilgileri olduğu gibi haritanıza ya da yakınlarınızın haritalarına uygulamaya çalışırsanız canınız sıkılabilir.. Unutmamak lazım ki bu fenomenler astrolojik olarak çok şey gösterirler ama her şeyi göstermezler..

Güneş tutulmaları ile ilgili bir ekleme de kendimden yapmak istiyorum. 11 Ağustos 1999 da ki (İzmit depreminden 6 gün önceki) tam güneş tutulmasının gölgesi biliyorsunuz yurdumuzdan geçti. Ben de kızımla beraber Ilgaz'da bu müthiş olaya tanık olduk. İnanılmaz bir şey. Tam tutulma sırasında gökteki yıldızlar görülüyor ve etrafında bir alev çemberi ile kara bir delik oluşuyor. Her taraf birden soğuyor, tarifsiz bir olay. Televizyonda seyrettiğiniz gibi değil !. Asla tahmin edilemez , yaşanır. Maji ile uğraşanların, teneke çalıp ses çıkaranlar için bu an neden farklı bir önem taşıdığını o an idrak ettim. Tarifsiz bir şey. 2006 Martındakini kesinlikle kaçırmayın, yaşayın o anı !.

Aşağıda bazı Tutulum zamanları ve biçimleri verilmiştir. Bunların DOS ortamında çalışan küçük bir programdan sağladım. İsteyenlere e-posta ile gönderebilirim.

1/7/2000 Kısmi Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 3:00 saat
16/7/2000 Tam AY Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 6:14 sa
31/7/2000 Kısmi Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 3:15 sa
25/12/2000 Kısmi Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 4:30 sa
9/1/2001 Tam AY Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 5:09 sa
21/6/2001 Tam Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 5:05 sa
14/12/2001 Halkalı Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 5:44 sa
6/10/2002 Halkalı Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 5:51 sa
12/4/2002 Tam Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 5:23 sa
29/3/2006 Tam Güneş Tutulması, Başlama bitiş arasında geçen süre: 5:13 sa


İnsan herşeyi bilebilir mi?

Mutlu olmaya çalışın.
C. C. Arda


Yararlı Web Siteleri:

  1. Henüz bilgisayarınız için iyi bir astroloji programınız yoksa aşağıdaki siteden Astrolog 5.41 ‘i ücret ödemeden çekmenizi öneririm.
    http://www.tartu.customs.ee/astrolog/original/kas541win.zip
  2. Vedik Astroloji programına ihtiyaç duyanlar ise aşağıdaki programı ücretsiz kullanabilirler. Junior Jyotish 1.09
    http://www.jyotishtools.com/windows/jj109fl.exe
  3. Dasalar için aşağıdaki siteyi kullanabilirsiniz.
    http://netropolis.org/peej/horo.cgi
  4. Dasalarla ilgili programlar olan bir site
    http://www.sjvc.net/software.htm
  5. Astroloji tekniklerinde “midpointlerle” ilgili ilginç iki çalışma. Birkaç ders de ücretsiz olarak veriyorlar..
    http://members.tripod.com/~junojuno2
    http://www.magiastrology.com
  6. Finansal astroloji meraklıları için güzel bir site.
    http://www.alphee.com

http://www.dergi.org/122000/1601.htm

DEĞERLİ ASTROLOJİ MERAKLILARI,

((Mart 2000)

Hepinize selam ve sevgilerle bu ay ki yazıma başlamak istiyorum.
Bazı konular vardır insan yazacak birşey bulamaz, bazı konular vardır insan hangisini yazacağını şaşırır. Astroloji de bana göre bu son guruba giriyor.
Sizlere astrolojiden yararlanılan çeşitli alanların yanısıra, kullandığı tekniklerden bazılarını da bu köşeden aktarmaya çalışıyorum. Bu konular doğaldır ki astrolojiyi bilenlerin ilgilerini daha fazla çekmektedir. Ancak astrolojiyle henüz ilgilenmemiş potansiyel kişilerin olduğunu ve bu kişilere de ihtiyaç duyduğumuzu belirtmek isterim. Ama ne yazık ki onlar için yapabileceğim fazla bir şey yok, elimden birşey gelmiyor. Bununla birlikte astroloji zorla farkettirilecek bir konu değildir. İki-üç kitap okuyarak fikir sahibi olunmasının mümkün olmayacağını şimdiden belirtmeliyim. Hadi bir bakayım neymiş şu astroloji diyerek piyasadan tesadüfen aldığınız ilk kitap, büyük bir olasılıkla sizin bir daha astroloji ile ilgilenmemeniz için gerekli tüm bilgiyi size sunacaktır!. Bu durumda bir bilene danışmanızda bilgi açısından olduğu kadar bütçeniz açısından da fayda vardır. Şüphesiz kişilerin ilgileri arasındaki farklılıklar seçeceği astroloji konuları arasında da farklılık yaratacaktır. Bu da başlangıçta okumaları gereken kitapların herkese göre değişmesi demektir. Kimisinin ilgisine göre şu kitaptan başlaması doğruyken kimisi için diğer kitap daha uygun olacaktır. Sonuç olarak ta astroloji içinde kendi ilgisine göre seçeceği konuları baştan belirlemek, kişiye daha çok istek ve zaman kazandıracaktır. Önceki sayılardaki yazılarımı da okumanızın faydalı olacağı kanısındayım.

Bilenlere Masallar:

Bu bölüme ne yazacağımı düşünürken aklıma “midpointler” geldi. Midpointin sözlük karşılığı “orta nokta”dır. Haritada iki astrolojik noktanın arasında biri uzun diğeri kısa iki ark vardır. Kısa arkın uzunluğunun yarısına denk gelen noktaya orta nokta denir.

Örnek: Satürn 10: 51' 04" Yay’ da, Plüton 27: 35' 40" Terazi‘ de bulunsunlar.
  1. Bu iki gezegenin orta noktasını bulmak için önce aralarındaki ark’ın kaç derece olduğunu buluruz (43: 15' 24" ).
  2. Sonra bu uzunluğun yarısının değerini belirleriz (21: 37' 42" ).
  3. Bu uzunluğu ya Plüton‘ nun değerine ekleriz ya da Satürn ‘ün değerinden çıkarırız ve 19:13' ' 22" Akrep elde edilir.

Bulunan bu nokta; Satürn ile Pluton arasındaki ilişkinin bir bileşkesini, bir özümlemesini ifade eder. Özetle; Satürn organizasyon kabiliyetini, sıkı çalışmayı, disiplini, sorumluluğu ifade ederken Pluton, hükmetmeyi, ölümü ve transformasyonu ifade eder ki bu kombinasyonun doğum haritasındaki konumu, aldığı açılar, (1 tolerans ile) kişinin bu iki konunun sentezi olan konulardaki durumunu anlamaya yardımcı olur. Örneğin bir komutanın haritasındaki Sat/Plu midpointinin, bir sanatçının haritasındaki konumundan daha etkin olacağını düşünmek yanlış değildir.

Birden fazla ve her türlü astrolojik konum arasında böyle bir değer hesaplanabilir. Ancak doğum haritalarında ikişerli olarak hesaplamak daha mantıklıdır. Şu anda da öyle kullanılmaktadır. Ama diğer şekilde kullanılmaz diye bir şart ta yoktur.

Synastry tekniklerinden “Composite” tekniği, midpoint sistemi üzerine çalışır. Birden fazla kişinin ya da konumun arasındaki ilişkinin ortak bir harita çıkartarak analiz edilmesinde kullanılır.

Tarafların Güneş’lerinin, Ay’larının ve diğer konumlarının orta noktaları tek bir haritaya indirgenip yeni bir harita gibi incelenir ve diğer analizler ve teknikler aynen bu haritaya uygulanabilir. Ancak ortaya çıkan harita doğal değildir. Yani öyle bir konum evrende hiç oluşmayabilir!

Midpoint tekniği “Hamburg School” olarak bilinen “kapalı” bir gurubun araştırmaları sayesinde oldukça güncellişmiş ve gelişmiştir. Bu tekniği kullananlar “Harmonic” tekniklerini de kullanmaktadırlar. Özellikle 16. Harmonik yada 22,5 deal. Harmonic tekniklerini kısaca anlatmanın zor olacağı inancındayım ama ilgilenenleri özel olarak yardımcı olmaya hazırım.

Harmonic tekniği işin içine girince Uranian’ları da göz ardı edemiyeceğimize göre bu işin sonu sizin bir yığın kitap almanıza neden olabilir. İlgilenenler nerden alacaklarını bilirler ama ben size bir web sitesi önereyim, o siteden tatmin olacağınızı sanıyorum; (aşağıda: 5 nolu web sitesi)

Astrolojiyi biliyorum diyene gülebilirsiniz hem de kahkaha ile. Ben de kendime gülüyorum zaten merak etmeyin.

Mutlu olmaya çalışın,

Saygılar

C C Arda

Not: Yukarıda belirttiğim hesaplamaları aşağıda web sitesini verdiğim Astrolog 5.41 programı mükemmel olarak yapabilmektedir.

Yararlı Web Siteleri:

  1. Henüz bilgisayarınız için iyi bir astroloji programınız yoksa aşağıdaki siteden Astrolog 5.41 ‘i ücret ödemeden çekmenizi öneririm. http://www.magitech.com/astrolog/astrolog.htm
  2. Vedik Astroloji programına ihtiyaç duyanlar ise aşağıdaki programı ücretsiz kullunubilirler. Junior Jyotish 1.09 http://www.vedicastrologer.org/jh/
  3. Dasalar için aşağıdaki siteyi kullanabilirsiniz. http://netropolis.org/peej/horo.cgi
  4. Türkçe olarak astroloji konusunda sohpet etmek isteyenler bu sitedeki sohbet bölümünden faydalanabilirler.Heryerde olduğu gibi her türlü insana burada da rastlarsanız uyarmadı demeyin!(burada da her tip insan dolaşmakta) http://www.astrozoom.com/sohbet.html
  5. Astroloji tekniklerinde “midpointlerle” ilgili ilginç iki çalışma. Birkaç ders de ücretsiz olarak veriyorlar.. http://members.tripod.com/~junojuno2 http://www.magiastrology.com
  6. Finansal astroloji meraklıları için güzel bir site. http://www.alphee.com



Değerli Astroloji Meraklıları,
(Eylul 1999)


Bir süredir bu sütunlara yazılar yazıp zihninizdeki astroloji kavramının sınırlarını değerlendirmenize karınca kadarınca katkıda bulunmaya çalışıyorum. İşin aslı şu ki, benim zihnimdeki astroloji kavramının bile gerçeği açıklamakta yetersiz olduğundan eminim. Zaten gerçeği kim biliyor? Dolayısıyla; yazdıklarımın doğruluğunu düşünmektense zihninizdeki fikri zenginleştirmeye çalışmanız daha doğru bir metot olur gibi geliyor bana. Sakın bu yazımdan bir tartışma başlatmak istediğim sonucuna varılmasın. Tartışma iki bilen arasında yapılır. Bilmeyenle bilen arasında ancak eğitim süreci söz konusu olabilir.

Bu ayki yazımda sizlere biraz astroloji kavramının sınıflamasından bahsetmek istiyorum. Astrolojiyi simgesel özelliklerine göre sınıflamak istersek, dünya üstündeki değişik kültürlerin kendi geleneksel özellikleriyle binlerce yıldır bezedikleri sistemlerle karşılaşılaşırız. Ancak simgeler farklı dahi olsa temel nitelikler tamamen aynıdır. Örneğin Çin astrolojisindeki Dragon burcu batıdaki Koç burcuna karşılık gelir.
Astroloji, temelde tekniklerinin niceliği ve kullanımı bakımından Tropikal ve Sideral olmak üzere ikiye ayrılır. Şu anda Türkiye piyasasından alabileceğiniz herhangi bir astroloji kitabı Tropikal sistem için yazılmıştır.
Tropikal sistem Ekliptiğin yılda 52 küsür saniyelik ileri hareketinden etkilenmeyen bir sistemdir. Bu sistemdeki burçların yeri asıl oldukları yerden 23 kusur derece kadar ileridedir. Örneğin; Ay, Tropikal sistemde 10 derce Boğa burcunda ise asıl yeri 17 derece Koç burcundadır. Aradaki 23 küsür derecelik fark yılda 52 küsür saniye kadar artmaktadır.
Peki bu sistem nasıl çalışır? arz edeyim; Tropikal sistemde Ekliptik 12 eşit dilime bölünür. İlk dilim; Güneş’in güney yarım küreden kuzey yarımküreye geçtiği an 00:00:00 derece Koç burcuyla başlar. (Ezoterik olarak bu an önemlidir; Nevruz bu andir). Sonraki dilimler sırayla eşit olarak dağılırlar. Bu ekol binlerce yıldır batının kullandığı ve geliştirdiği bir sistemdir. Halen de mükemmel çalışmaktadır.
Gelelim Sideral sisteme. Bu sistemin diğer tanınmış sinonimleri Vedik Astroloji, Hindu Astroloji ve Jyotish’tir. Sistem güneş sistemine göre değil evrenimizi daha çok yansıtan bir ekoldür. Ekliptiğin önemi, Tropikal sistemdeki kadar olmamakla beraber gök cisimleri, doğal konumlarına göre incelenip analiz edilirler. Ay’ın konumu Güneş’inki kadar önemlidir. Tekniklerin büyük kısmında Ay’ın konumundan faydalanılır.
Vedik ekolünü oldukça kapsamlı anlatan Yücel Suygen’in Hindu Astroloji Kitabını tavsiye ederim. Yabancı dili olanlar ise bu konudaki kitapları http://www.amazon.com ‘dan araştırabilirler.

Bilenlere Masallar: Bu bölümde biraz biyoritimden bahsetmek istiyorum. Biyoritmin en çok bilinen üç ritmi incelendiğinde 28 günlük duygusal ritmin Ay ile, 23 günlük fiziksel ritmin Mars ile, 33 günlük zekasal ritmin de Merküri ile ilişkili olduğunu çıkarmak zor değildir.Özellikle kritik günlerde transitler ve minör progres incelendiğinde bazı ip uçları elde edilebilir.
Duygusal ritmin en yuksek, en dusuk ve orta çizgiyi geçtiği günler ilginctir ki haftanın hep aynı gününe denk gelir. Bu bizim doğduğumuz gündür. Dolayısıyla haftanın hangi gününde doğduysanız o güne sabah 00:00 dan gece 24:00 ‘a kadar dikkat ediniz!

Geçen ayın cevabını vereyim. Bahsi geçen genç kız hemşirelik okuluna girmiş.

Şimdilik hoşcakalın ve mutlu olmaya çalışın.

Saygılarımla C. C. Arda

Yararlı Web Siteleri:

1-Henüz bilgisayarınız için iyi bir astroloji programınız yoksa aşağıdaki siteden Astrolog 5.41 ‘i ücret ödemeden çekmenizi öneririm.
http://www.magitech.com/astrolog/astrolog.htm

2-Vedik Astroloji programına ihtiyaç duyanlar ise aşağıdaki programı ücretsiz kullunubilirler. Junior Jyotish 1.09
http://www.vedicastrologer.org/jh/

3-Dasalar için aşağıdaki siteyi kullanabilirsiniz.
http://netropolis.org/peej/horo.cgi

Değerli Astroloji Meraklıları,
(Ocak 2000)

Hepinize merhaba diyip bu ayki yazımıza başlayalım. Geçen ayki yazıda belirttiğimiz üzere bu köşenin 1. bölümünde sizden gelecek sorulara cevap verecektik. Ancak geçen süre zarfında gelen postalardan henüz astroloji ile ilgili bir soru çıkmadı. Daha çok yükselen burcunu merak edenler, iyi dilekler ve bir tane de tarot falına bakmamı isteyen posta aldım. Tabii üzüldüm. Ama bunun için bu yazıyı yazmaya çalıştığımı bir kez daha hatırlatmak isterim. Postayı gönderen kişi haklı olarak astrolojiyi, tarot ve diğer fallarla aynı kategoriye koymuş ve bizim o işlerle de doğal olarak ilgilenmekte olduğumuzu düşünmüş. İşin bu kadar basit olmadığını nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama şimdilik elimden gelen de budur.

Arkadaşlar, astroloji, evrenin şifre sistemidir. Astrologlar ise bir "an" ın haritasına bakarak onunla ilgili evrenin verdiği "karar"a ulaşmaya çalışırlar. Bu “an” doğum anımız, şirketimizi kurduğumuz an, bir ülkenin kurulduğu an, ya da bir evlilik anı vb. olabilir. Bu andaki evrenin şemasına bakıp bunu binlerce yıldır birikegelmiş bilgiler ve metodlar ile çözmeye çalışmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Bunu ancak bu konuda bilgili ve deneyimli bir kişi yapabilir. Bunu yaparken de belli başlı “etik kurallara” sadık kalmak zorundadır. Şimdi çevrenizi şöyle bir düşünün ve astroloji ile ilgilenen bir kişiyi gözünüzün önüne getirin. Bu kişi sizin ofisinizde de olabilir, ya da bir arkadaşınızdır. Bu çiçeği burnunda "ilgili" sağa sola burçlarını sorup abuk subuk, bazende vallaha doğru söyledi diyebileceğiniz tutarsız yorumlar yapmaktadır. Bu kişi herkezin gözünde astrologdur! ve yaptığı iş de astroloji!. Oysa bu zatın elinin altından ayırmadığı bir kitap vardır. Sadece bir kitap vardır. Bir kitap. İşin doğrusu; bir kitapla bu kişi astrolojiyi çevresine negatif enjekte etmektedir. İnternete girenler lütfen araştırsınlar astrolojinin yalnızca bir tekniği hakkında kaç kitap yayınlanmıştır.

Medyatik astrologlar da insanları yeterince aydınlatmaktadırlar! "burcunu söyle geleceğini öğren!" falan filan. Yani; geleceğini öğrenmen için burcunu söylemen yetiyormuş.. Bu kişiler geçimlerini bir hayal aleminde yaşayan insanlara hayaller satarak temin ederler. Ve de eğitimli-eğitimsiz herkez bu yapılan işin astroloji olduğunu çok iyi bilir!!
Tavsiyem Temmuz Ağustos sayımıza bir bakmanızdır.

Bu bölümde siz yeni başlayanlara veya bu adam bişiler diyor ama nedir diye içinde bir soru işareti uyananlara bir kitap tavsiye etmek istiyorum; " İçinizdeki Gökyüzü " yazarı; "Steven Forrest". İlhan yayınlarından çıkmış. Belki sizi astrolojiye ısındırabilir veya buzları çözebilir.
2. Bölüm de ise bilenlere masallar yer alacağını daha önceden belirtmiştim.
Bundan önce geçen sayıdaki Returnler konusundaki soruların cevaplarını arzedeyim: Bu haritalar doğum haritasına benzer yorumlanır ama tabii Güneş ve Ay'ın yerleri gibi Asc ve Mc 'nin natal haritada geldiği noktalar çok önemlidir. Ör: Lady Diana'nın öldüğü yılki solar returnünün Asc' si natal 4. Evdeydi.. Natal harita ile return haritanın Synastry yapar gibi incelenmesi, ayrıca return haritadaki bir gezegenin bulunduğu evden diğer eve geçiş zamanı da rectifikasyon teknikleri açısından değerlidir. Bu kadarı yeterlidir sanıyorum.

Genellikle, bir insanın hayatında birçok aspectin birlikte çalışması ile major bir değişiklik olur. Buna ilginç bir örnek genç bir kızın başına gelen aşağıdaki durumdur;
1- Mars, Pluto ve Uranüs Akrep' tedir. (Mars ve Pluto ortak yöneticileri olarak, Uranüs ise Akrep'te exalt olduğu için tıp ve cerrahi kariyeri simgeleyen Akrepte hepsi güçlü konumdadır).
2- Solar arc progressed Mars, (10. ev yöneticisi) conjunct Natal 4. Ev ve opposition Natal Güneş ve MC,
3- Solar arc progressed Pluto 45 derece Natal Asc'ye yapar .
4- Solar arc progressed Uranüs (8. ev yöneticisi) conjunct Natal Asc ve sextile Natal Mars (10. ev yöneticisi) ,
5- Solar arc progressed Merküri(12. ev yöneticisi-(hastaneler)) Trine Natal Mars (10. ev yöneticisi),
6- Solar arc progressed Kuzey Düğüm Akrep'e girer,
7- Secondary progressed Mars Stationary Direct durumuna geçer,
8- Secondary progressed Merküri Stationary Retrograte durumuna geçer ve Natal Mars'a (10. ev yöneticisi), Trine yapar.
Ve bu 24 yaşındaki genç hanımın başına acaba ne gelir?. Bilenler bilir..

Cevabı bir sonraki sayıda verilecektir.

Şimdilik hoşcakalın ve mutlu olmaya çalışın.

Saygılarımla.

C. C. ARDA


http://www.dergi.org/012000/1601.htm

8 Aralık 2006 Cuma

Değerli Okuyucu,

(Kasim 1999)


Astroloji hakkındaki görüşümü ve bilgimi değerlendirebilmeniz için “önceki sayılar” bölümünden Temmuz-Ağustos sayısına girip yazımı okumanızı sağlık veririm. Böylelikle, astroloji hakkında aklınıza gelebilecek bazı soruların cevaplarını da orada bulmuş olacaksınız. "Astroloji" bölümünün oluşturulmasındaki amaç ise; ilgilenenlere astroloji hakkında gerçek ve doğru bilgiyi vermek veya doğru bilgiye ulaşmalarına yardım etmektir. Artık dünyada tartışmasız kabul edilmiş olan bir gerçeği tartışarak bu küçük köşeyi doldurmak için zaman harcamaktansa, ilgilenenleri bilgilendirme düşüncesini tercih ettim. Olabilecek sorularınızı sizce nekadar basit olursa olsun sormaktan çekinmeyin lütfen. Bu köşede, Astroloji öğrenmek istiyorsanız size yolunu göstermeye gayret edeceğim. Ama ilgilenmiyorsanız veya bu konuda farklı fikirleriniz varsa (ki saygı duyuyorum) lütfen beni bunlardan haberdar etmek için endişelenmeyin!.
Bu bölümü bezemek için göndereceğiniz fikirleri zevkle okuyacağımı ayrıca belirtmek isterim. Kısa ve yararlı yazılarınıza da yine bu köşede yer vermek amacındayım.
Bu bölüm şimdilik iki alt bölüm olarak düşünüldü;
1. bölümde; az bilenlerin veya öğrenmek isteyenlerin soruları ve bu sorulara cevaplar yer alacak.
2. bölümde; bilenler için bazı bilgiler, trikler veya sizin faydalı (kısa) yazılarınız yer alacak. Sonunda da bir bilmece bölümü olacak. Doğru cevap verenler doğruyu biliyor olmanın mutluluğunu paylaşacaklar bizimle. :=))
İlerisi için bir hayalim ise bir "Web Astroloji Klubü" oluşturmaktır. Bu da belki gerçek bir Astroloji Klübünün temelini atar. Kimbilir? belki olur..

Evet, bu sayıdaki 1. bölümle ilgili yazıları henüz kimse e-posta gönderemediği için Temmuz-Ağustos sayısına bir göz atmanızı tavsiye ederek geçeceğim. Orada bazı soru ve cevaplar bulacaksınız. Faydalı olacak kanısındayım.
2. bölüme gelince; Bu bölümde "returnler" üstünde biraz durmak istiyorum. Bilenler bilirler, bir return harita (kısaca) doğum haritasındaki herhangi bir konumun Zodyakta bir tur attıktan sonra aynı konuma geldiği anda ve kişinin o anda bulunduğu yere göre çıkartılan haritadır.
ÖR: Güneş; takribi 365.24219.. günde başladığı noktaya döner. Yani her yıl kişinin yaşgünü (+/- 1 gün olabilir) o kişinin aynı zamanda yeni bir güneş returnü başlama günüdür. Buna astroloji terminolojisinde "solar return" denir. Doğum haritasındaki hareketli herşey için bir return harita çıkartılabilir. Ay (lunar return), Merkür, Jüpiter, Satürn...returnleri gibi.
Peki bu haritalar nasıl yorumlanır hangi teknikler kullanılabilir?
Bu soruların cevabını sizden almak istiyorum. Merak edenler cevapları diğer sayıda bulacaklar..
Şimdilik hoşça kalın ve mutlu olmaya çalışın.

Saygılarımla,

C.C.ARDA

NOT: Henüz bilgisayarınız için iyi bir astroloji programınız yoksa aşağıdaki siteden "Astrolog 5.41" 'i çekmenizi öneririm.
http://www.magitech.com/astrolog/astrolog.htm

(http://www.dergi.org/111999/1501.htm (Bu yazi daha once bu adreste idi)

Astrolojide ahlak, astroloji etiği üzerine..

Bu yaziyi yazarken biraz sinirlenmisim anlasilan..



Değerli Astroloji meraklıları,

Merak ediyorum; bir kişi Astrolojiyi ne zaman öğrenebilir?

Merak ediyorum; bir kişi hangi seviyeye gelince anlar ki; başkalarının sorularına vereceği doğru, tam, yargısız bilgiler ve yönlendirmelerle dahi karşısındakine zarar vermez?

Merak ediyorum; bir kişi bu Astrolojik düzeye geldiğini nasıl anlar? çevresindekilerle mi? çevresinde kim var?

Merak ediyorum; bir kişi başka bir kişinin hayatını etkileyebilecek bir konuma geldiğini nasıl anlar?

Merak ediyorum; bunu yaparken insanın vicdanı ne zaman rahat ve huzurlu olabilir?

Bana göre, “Astroloji Okulunda” tartışılması gereken, Astroloji öğrendikten sonra (?) etrafın sorularını cevaplama uslubu değildir. Bu grubun temel düsturu; Astroloji öğrenmeye nereden başlamalısınız?
Astrolojiyi öğrenmek için neler yapabilirsiniz? hangi kaynaklara ihtiyacınız var?, geliştirmek için neler yapabilirsiniz? gibi sorular ve problemler olmalıdır. Hatırlarsak, hepimiz anketlerde Astroloji
öğrenmek için kitap okumanın şart olduğunu işaretlemiştik..

Geçmiş zamanda bir arkadaşım bana bir gazete kupürü gösterdi. Başlığı şöyle “HASTROLOJİ”. O zamanlar bu tür şeylere güler geçerdim. Ama şimdi gülemiyorum. Çünkü çok üzülüyorum. Astroloji ancak saygın ortamlarda ve gereği şekilde yapıldığında gerçek yerini ve saygınlığını bulabilir.

Astroloji neden saygın bir yerde değil bir düşünün dostlarım. Ben size söyleyeyim: O kadar çok “Hastrolog” var ki.. Birçok mantıklı insan, çevresinde bir kaç kitap okuyup astrolog kesilen insanları görünce “Eğer Astroloji bu ise, Astrolojinin hayatına girmemesi onda bir eksiklik yaratmaz” diye düşünür.

Emin olun ki etrafınızdaki insanlar sizi bir astrolog namzedi ve hatta astrolog olduğunuza inandırmaya çalışacaklardır. Onlara inanmayın!. Değiliz. Merak etmeyin, onların ısrarlı sorularına dayanmanız aslında düşündüğünüzden çok daha kolaydır. Size soru yöneltenlere şöyle
söylemeniz herhalde yanlış olmayacaktır:
"Ben şu anda Astroloji öğrenme aşamasındayım. Henüz herhangi bir soruyu yanıtlayabilecek kadar iyi Astroloji bilmiyorum. Senin sorunu ancak Astrolojinin temelini ve tekniklerini yeteri kadar öğrendikten ve üzerinde yeteri kadar tecrübe sahibi olduktan sonra, eğer hala içim rahat olur da o gücü kendimde bulursam cevaplandırabilirim. Senin iyiliğin için en doğru olan; sorunlarını çözmek için başka bir yol bulmandır. Sorularının cevabı zaten bende değil, senin kalbindedir. Merak etme, her ne olacaksa senin için en iyisi olacaktır".

Peki ben nasıl tecrübe kazanacağım derseniz; gene yukarıdaki gibi bir başlangıçla onlara bir yorum yapmamak şartıyla bilgi rica edebilirsiniz. Eğer size bilgi vermek istemezlerse, ne kadar doğru
yaptığınızı daha iyi anlamış olursunuz.

Gelin biz, Astrolojinin eski saygın yerine tekrar ulaşması için çaba gösterelim. Bu çabaya önce kendi çevremizdeki insanlardan başlayalım, kendimizden başlayalım.

Saygılar

C. C. ARDA

Astroloji ve Astronomi

Asagidaki yazim hakkinda:

1999 yilinin Temmuz ayiydi. Bir astrolog kardesim Ugur BOSTANCI (Elk. Muh.), internetteki Dergi.org (su anda faaliyet gostermiyor malesef) adli edebiyat agirlikli, oldukca duzeyli yazilarin yayinlandigi bir sitede astroloji konusu, bilimsel bir hava verilmeye calisilarak, yanlis bir yaklasimla kucuk dusurulmeye calisildigini, buna benim yanit vermem gerektigini iceren bir yazi gonderdi.

Yaziyi inceledikten sonra iyi niyet icermedigine karar verip cevaplari asil metnin gerekli yerlerine (italik harflerle) eklemeler yaparak, bir karsilikli gorusme niteligindeymis gibi yazip editore gonderdim. Cevap hakkina binaen yayinlanmasini rica ettim. Sayın Editor, asil yaziyi yayindan cekip her ikisini de icerdigi icin asagidaki yaziyi yayinladi. Daha sonra benden bu yazailara devam etmemi rica ettiler. "Astroloji" basligi acilmasi sartiyla kabul ettim ve 6 adet yazim daha yayinlandi. Bu yazilarimi da bu blogda okuyabilirsiniz.

Saygilarimla
C. C. ARDA


ASTROLOJİ
( ÖNCEKİ SAYIDA YAYINLANAN MAKALEYE YANIT )

(Temmuz 1999)

1. GİRİŞ
Astronomi biliminin ve astronomların en başta gelen problemlerinden birisinin de "astroloji" ve bununla ilgilenen "astrologlar" olduğunu düşünüyoruz.

-???

Bu nedenle konunun, "Astronomların Problemleri" konu başlığı altında incelenmesinin uygun olacağını vurgulamakta fayda vardır. Müsbet bilimin ve gerçeğin göstergesi olan "astronomi bilimini" sürekli sömürerek, maddi çıkarlar uğruna halkı kandıran astrologlarla mücadele etmek ve halkı aydınlatmak bizlerin, yani astronomların görevidir.

-Neden astroloji astronomiyi sömürsün ?

Bu mücadeleyi yapmazsak, ve halkı gerçek bilimin ışığıyla aydınlatmazsak en az astrologlar kadar suçlu duruma düşeriz. Bu yazıda astrologların fal bakarken izledikleri yol, araç ve gereçleri hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra astrolojinin neden bilim olamayacağının delilleri sunulacak ve astrolojinin cevap veremediği bazı astronomik gerçekler anlatılacaktır. Bu konudaki her türlü faaliyet için öneri ve görüşlerinize açık olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

-Bakalım, göreceğiz…

2. ASTROLOJİDE KULLANILAN GEREÇLER VE YÖNTEM

Astrolojide insanların nitel ve nicel özelliklerinin nasıl bir yöntem kullanılarak belirlendiği anlatılacaktır. Astrologlar doğum haritası (yıldız haritası ya da horoskop) adını verdikleri bir şemayı, fala (?) bakmak için kullanırlar. Biz astronomlar için tayf veya teleskop ne ise, astrologlar için de bu şema odur.

-Doğru!, Tabii ephemerisleri (gökgünlüklerini), ve diğer tabloları saymazsak.

Yani haritası çıkarılan insanın kişiliğinin tüm sırları bu şemada gizlidir.

-Eksik bilgi,
Bu şema; diğer birçok tekniğin kullanılması için kullanılan bir rezervuardır. Buna “natal harita” denir. Bunun gibi birçok türev şemalar ve tablolar bu haritadaki konumlar baz alınarak hesaplanır.

Doğum haritası (horoskop), Dünya'nın belirli bir yerinden ve belirli bir anında Güneş, Ay (bunlara "ışıklar" denir) (kimine göre) ve gezegenlerin Dünya ile yaptıkları açıları gösterir.

-Yanlış ve eksik bilgiler!
-Dünya ile değil birbirleri ile ve bazı cismen var olmayan hassas noktalarla (Asc, MC, IC, Midpointler, Vertex vb.) yaptıkları açıları ve ayrıca bu noktaların ve gezegenlerin konumlarını derece dakika saniye bazında veya 360 derece olarak yada tekniğe göre saat bazında belirler, gösterir…

Aşağıda anlatılan yöntemle elde edilen horoskop, astrologlar tarafından eldeki bazı istatistiki bilgilere (?) dayanılarak yorumlanır ve o insanın ruhsal-fiziksel yapısı ortaya konulur.

-Eksik ama doğru diyelim,

Doğal olarak bu istatistiki bilgiler insanların karakter ve yeteneklerinin bir birikimi olduğundan, pisikolojik olarak gerçekmiş gibi algılanır.

-Yanlış!
Konumların hemen hemen hepsi (Uranüs, Neptün, Pluto hariç) binlerce yıldır bilinmektedir ve birbirlerinden çok farklı kültürlerde bile (Hint, Çin, Astek, Yunan, Arap) aynı konumlar için hala aynı yorumlar kullanılmaktadır. Siz bunu nasıl yanıtlarsınız bilmem.

Bir yıldız haritasının oluşturulabilmesi için şunlara ihtiyaç vardır: Doğum yeri (enlem ve boylam olarak), doğum tarihi (gün, ay ve yıl olarak), doğum zamanı (saat, dakika ve saniye olarak), gökgünlüğü, atlas, Gökyüzü Evleri tablosu,

-Eksik bilgi;
Yukarıdakilere ek olarak eğer bilgisayar kullanılmıyorsa: logaritma cetveli ve yaz saatleri tablosu da gereklidir.

pergel, iletki ve cetvel Boş doğum haritasını çizmekle işe başlanır. Bir kağıda çapı 15.5 cm ve 13 cm olan iki daire iç ice çizilir (Şart değil). İletki yardımıyla bu daireler 30'ar derecelik 12 eşit parçaya bölünür. Her bir parça da 5'er derecelik kısmlara ayrılarak işaretlenir.

-Eksik bilgi;
Uzun zamandan beri yukarda anlatılanlar yerine, bilgisayarlar herşeyi hesaplıyıp çiziyor artık. Ancak daha önceleri çizilmekteydi. Ben de eski çizimlerimi nostalji olsun diye saklıyorum. Ancak eski çağlarda yuvarlak şema kullanılmıyordu onun yerine zarf şeklinde özel bir çizim kullanılıyordu. Halen de Hindistan’da kullanılmaktadır.

Şekil.1. Boş doğum haritası.

Bir atlas yardımıyla doğum yerinin enlem ve boylam dereceleri belirlenir. Doğum zamanı 12 saat üzerinden belirtilir; yani, doğum zamanı 15:30 ise öğleden sonra 3:30 olarak verilir. Çünkü tablolar buna göre düzenlenmiştir.

-Yanlış,
Noon (öğlen) ephemerisleri olduğu gibi midnight (0 Hour) ephemerisler de vardır. İsteyen istediğini kullanır. Yukarda anlatılan Öğlen gökgünlüğüne göre hesaplamadır.

Doğum yerinin boylamının Greenwich'ten olan farkı bulunarak zaman biriminde ifade edilir. Bu zaman farkı, doğum zamanına, Greenwich'in doğusunda ise çıkarılarak batısında ise eklenerek, Greenwich zamanına geçilir. Eğer yaz saati uygulaması var ise bu da Greenwich zamanına eklenir veya çıkarılır. Bu sonuç zaman, 24 saatten fazla ise doğum tarihi (Greenwich'e göre) bir önceki veya sonraki güne geçecektir. Bu yeni tarihe göre işlemlere devam edilir.
Bunlardan sonra yıldız zamanının hesaplanmasına geçilir. Bunun için doğum yılına ait gökgünlüğünden (ephemeris) doğum ayı ve günü için yıldız zamanı değeri okunur; bu değer Greenwich'te öğle zamanına karşılık gelen yıldız zamanıdır. Doğum zamanı için bulunan Greenwich zamanının, Greenwich öğlen zamanından olan farkı elde edilir; bu fark değer, gökgünlüğünden okunan yıldız zamanı değerinden öğleden önce veya sonra olmasına göre çıkarılır veya eklenir. Yıldız zamanı ile Güneş zamanı arasında 1 saat için 10 sn'lik bir fark vardır. Bu fark düzeltmesi de yukarıda elde edilen yıldız zamanına öğleden önce veya sonra olmasına göre çıkarılır veya eklenir. Sonuçta, doğum anındaki Greenwich yıldız zamanı hesaplanmış olur.

- Doğru,

Bu Greenwich yıldız zamanından doğum yerindeki yıldız zamanına geçilir. Bunun için doğum yerinin Greenwich'ten olan boylam farkı bulunur. Her iki boylam arası 4 dakikalık zamana karşılık geldiğinden bulunan boylam farkı için zaman hesaplanır. Bu zaman, Greenwich yıldız zamanından Greenwich'in doğu ve batısında olma durumuna göre eklenir veya çıkarılır. Böylece doğum anında doğum yerindeki yerel yıldız zamanı hesaplanmış olur. Eğer bu zaman 24 saatten fazla ise 24 saatin katları bundan çıkarılarak; 0 ile 24 saat arasına indirgenir.
Bundan sonra doğum yerinin enlemini gösteren Gökyüzü Evleri Tablosu'ndan yararlanılır. Yukarıda hesaplanan yıldız zamanı bu tabloda bulunur; buna karşılık gelen "Ascen." sütunudaki sembol yükselen burçun simgesi ve değer de evlerin haritada çizileceği değerdir. "10" sütununda gökyüzünün öğlen meridyeninin (Medium Couli) değeri verilmektedir. Buradan da bir burç sembolü ve ona karşılık gelen değer alınır. Bu da haritada doğum anındaki öğlen'i göstermek için işaretlenir.

-Eksik bilgi;
MC bazı tekniklerde 10. Ev başlangıc derecesi olarak ele alınır ve çok önemlidir. Haritadaki diğer evlerin dizilimi Asc ve MC ye göre hesaplanır.

Harita üzerinde soldaki birinci burç evine yükselen burç konmak kaydıyla sonraki burç evlerine yükselen burçtan sonra gelen burçlar işaretlenir. Her burç evine "Ascen." sütunundaki değer işaretlenerek zıt burçlar için bu değerler birleştirilir. Böylece evler belirlenmiş olur.

-Eksik bilgi;
Sadece eşit ev sisteminde bu yöntem kullanılır hala hazır da kullanılan yöntemde her evin ayrı derecesi vardır. Ayrıca 15 ayrı ev sistemi vardır. Hepsinin kullanımı yorumları farklıdır.

Bu evler soldan itibaren saatin tersi yönünde numaralandırılır. Burada yükselen burcu ayırmak için, bu doğrultu kalın bir çizgi ile belirtilir.

-Bu çizgiye ufuk çizgisi denir. MC ve IC hattıyla beraber haritayı 4’e böler. Her bölümün özel anlamları vardır.

Sonuçta, ışıklar ve gezegenlerin yerleştirilmesine hazır hale gelmiş doğum haritası meydana çıkarılmış olur. Gökgünlüğünden yeniden yararlanarak doğum tarihi için ışıkların ve gezegenlerin konumu ve hangi burçta olduğu o gökcismine ait sütundan okunarak haritada işaretlenir. Pluto çok yavaş hareket ettiğinden yıllık konumu ayrı bir tabloda verilmiştir.

-Yanlış.
Bunlar çok eskidendi. Şu anda astroidler ve sabit gezegenler, Uranian’lar dışıdaki büektedtün bilgiler normal ephemerislerden elde edilmektedir. Kaynaklarınızı iyi seçtiniz mi acaba?

Bu değer tablodan alınarak haritada işaretlenir. Ve bunlara ilaveten, ışıklar ve gezegenlerin birbirleriyle yaptığı özel açılar (astrologlar tarafından belirlenen) çizilir. Artık doğum haritası astrologların yorumlamasına hazır hale gelmiştir.

-Astroloğun kendisine kalmış değildir hepsi belli kurallar içinde yapılmaktadır; binlerce yıldır!!

3. BAZI ASTROLOJİK İSTATİSTİKLER

Burada sizlere astrolojinin ne olduğundan, tarihi gelişiminin nasıl olduğundan bahsetmeyeceğiz.

-Neden bahsetmiyorsunuz? Bu kadar şeyi ayrıntılarıyla verdikten sonra???

Sadece astrolojinin ne tür bir dolandırıcılık olduğunu bilimsel temellere dayalı bazı istatistik çalışmalardan örnekler sunarak göstereceğiz. Astrolojinin temelini oluşturan tüm bilgiler astronomi biliminden alınmış olmasına rağmen, bu bilgilerin yanlış ellerde yanlış bir yolla halka indirilmesine sebep olan astrologlar, mesleğimizin halkça yanlış anlaşılmasına, (işte probleminiz burada!! ) yanlış yorumlar yapılmasına ve hatta astronomiye karşı tavır alınmasına sebep olmaktadır.

Şahsi düşüncenizdir!
Astrolojide kullanılan bilgiler astrolojiye özeldir. Astroloji astronomiden yanlızca horoskopun oluşturulmasında faydalanır. Horoskopsa gök cisimlerinin yerlerini belirten ayrıntılı bir plandır.

Astrolojiyle ilgili olarak yapılan bazı istatistik sonuçları şöyle özetleyebiliriz:

  1. Bir çok ülkedeki araştırma sonucuna göre nüfusun %50'den fazlası astrolojiye inanıyor.

-Belki? Bence daha fazla..

  1. Büyük şehirlerde yaşayanlar kırsal kesimlere nazaran daha fazla astrolojiye inanır ve uğraşırlar.

-Belki, Neden acaba?


3) Astronomi bilen hiç bir bilim adamı astrolojiye inanmamaktadır.


-Nereden biliyorsunuz? Bu önermeniz bilimsel mi?!


4)Kalabalık şehirlerde sosyal problemler daha fazla olduğundan astroloji inancı daha yaygındır.


-Bu önerme sizin galiba!


5) Kadınlar erkelere göre daha fazla astrolojiyle ilgilenir ve uğraşırlar.

-Doğru,


6) Fen bilimi eğitimi görmeyen sanatçılar ve işadamları astrolojiyle ilgilenirler.


- Komik önermeler bunlar, sizin görüşünüz mü yoksa bilimsel bir niceliği var mıdır?


Kalabalık toplumlarda refah içinde yaşasalar bile kendilerine güvenleri sarsılan, sosyal bunalımlara giren insanlar astrolojiyi sorunlarına bir çözüm olarak görürler. Bu tür fırsatları iyi değerlendiren astrologlar (kendilerine astrolog diyen bazı muhteremler) insan psikolojisini de iyi kullanarak astrolojiyi kazanç kapısı haline getirmişlerdir.


-Doğru, katılıyorum,
Bugün sokaktaki vatandaşa astrologla medyum arasındaki farkı sorsanız “aynılar” der. Çünkü medyada karşılaştığınız astrologların hepsi medyum, hipnotist, vs., vs. ve aynı zamanda da astrologdurlar. Oysa bize göre; astrolojideki o kadar bilgiyi kazanmanın tek yolu okumaktır!.


Örnek olarak media'da çıkan düzenli astroloji (saçmalıkları) yayınları ve programları gösterilebilir.

-Doğru,


Eğer astroloji doğru olsaydı bugün öncelikle gökcisimleriyle uğraşan astronomlar birer astrolog olurdu.


-Yanlış önerme,
Bu da sizin fikriniz galiba,


Çünkü toplumda gökcisimlerini en iyi bilenler ve tanıyanlar astronomlardır.


-Fiziksel yapılarını en iyi bilenler astronomlardır. Doğru. Ama astronomlar arasında gezegenlerin simgesel anlamlarını bilmeyenler çoğunluktadır.


Astrologlara göre Başak burcunda doğanlar iyi idareci olamazken, Kova burcunda doğanların hepsi bilimadamı olmalıdır.


-Yanlış;
Astrolojide insanın doğduğu burcun büyük önemi vardır gerçekten. Ancak yukarda detayları ile anlatmaya çalıştığınız! saniyelerin önemli olduğu hesaplamalarla elde edilen harita tek bir insana aittir ve birdaha oluşmayacak bir kombinasyonun seyreltilmiş! (sabit yıldızlar, astroidler olmadan) bir planıdır. Bu şartlarda tek bir konumdan bahsetmek sizi GAZETE FALCISI yapmaz mı?.


Gauquelin isimli bir araştırmacı yaptığı istatistik bir çalışma sonunda, on farklı mesleğe sahip 15560 kişinin burçları ile meslekleri arasında herhangibir bir ilişkinin olmadığını göstermiştir.


-Bu araştırma nekadar bilimsel?, Gauquelin kim?


Astrologlara göre horoskop üzerinde gezegenlerin aralarında yaptıkları kavuşum, kare, üçgen ve karşıt açılar, kişinin doğum anında daha da önemli olup;


-Eksik bilgi:
Önem sırasına göre: 60, 150, 30, 45, 135, 72, 144, 36, 51.43, 40, 80, 102.86, 154.29, 160 derece açılar da, yukarda adı geçen 0 (kavuşum), 90 (kare), 120 (üçgen) ve 180 (karşıt) derece açılar gibi değişik açılar da değişik tekniklerde kullanılmaktadır.


örneğin üçgen (120°) açıda iken güçlü bir karakter oluşmasına yardım eder.


-Yanlış,
Astroloji gökcisimlerinin canlılar ve olaylar üzerine etkisini değil aradaki paralellikleri açıklar. Dolayısıyla 120° derce açı veya diğer açılar ve konumlar karekteri etkilemez!, sadece açıklamaya araçdır. Ayrıca bu açının yorumu duruma göre biraz daha farklıdır.


Karşıt (180°) açıda ise uyumsuz bir görünüm vermelidir.


-Yanlış,
Böyle bir şart yoktur. Duruma göre (haritanın diğer konumları dikkate alınarak) farklı yorumlanabilir.


Nobblitt 1978 yılında Texas Eyalet Üniversitesinde tamamlayıp sunduğu doktora çalışmasında böyle bir ilişkinin olmadığını göstermiştir. Yine astrologlara göre kişinin fiziksel görünümü doğduğu andaki burçla ilişkilidir.


-Eksik bilgi,
Herhalde bu durumda 12 değişik insan tipi çıkardı ortaya değil mi?


Culver isimli araştırmacı 1981'de yaptığı çalışmada 300 kişinin fiziksel özellikleriyle burçları arasında bir ilişki araştırmış ve hiç bir ilişki olmadığını ortaya koymuştur.


-Bu kişi varsa ve gerçekten araştırdıysa doğru sonuca varmış!.


Tıp doktorları üzerinde yıldız haritaları ele alınarak ve yaklaşık 100 denek kullanılarak yapılan istatistik bir çalışma sonunda, gökcisimlerinin konumlarıyla insanların davranışları arasında ilişki kurmanın mümkün olmadığı görülmüştür.


-Bu araştırmanın sahibi yok galiba.


Yine benzer olarak, A.Ü.F.F. Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'ndeki öğrenci ve öğretim elemanlarından oluşan 112 kişinin horoskopları çıkartılarak, aralarındaki istatistiki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmada da, kişilerin burç yüzdelerinin rasgele dağıldığı, anlamlı bir korelasyonun olmadığı ortaya çıkmıştır.


-Yanlış bilgi,
1-Eğer 112 kişinin horoskopları çıkarıldıysa ve yanlızca burçlarının istatistiği yapıldıysa; bu oldukça zahmetli ve mantıksız bir çalışma olmuş! (horoskopun nasıl çıkarıldığı göz önüne alacak olursak Eğer elle çıkarılsaydılar: 112 x 5saat =560saat=70 gün çalışmak gerekirdi!)
Horoskopta bakılacak okadar çok şey varken …??, Enteresan!!!
2- Madem sadece burçlarına bakılacaktı neden horoskop çıkartıldı?!
3- 112 kişinin horoskoplarını kim çıkarttı?!
4- Bu araştırmaya neden izin verdiniz? (katlandınız),
Naçizhane düşüncem: sanırım aranızdan biri bu işi astrolog adına üstlenip yanlızca doğum tarihlerine bakarak (horoskop çıkartmadan!) “bilimsel” bir sonuca varmış.
Ama o kişiyi tebrik ederim;
“sonuç bu haliyle doğrudur!”


3. ASTROLOJİNİN VE ASTROLOGLARIN AÇIKLAYAMADIĞI KONULAR


Son olarak astrolojinin açıklayamadığı bazı astronomik gerçekleri maddeler halinde sunalım:

1) Uranüs, Neptün ve Pluto keşfedilmeden önce nasıl yorum yapılıyordu?


-Cevap: Vedik astroloji ya da orjinal ismiyle “Jyotish” aşağı yukarı milattan önce 3000 yıllarına kadar dayanan bir geçmişi olan ve hala geleneksel yöntemlerle (Uranüs, Neptün ve Pluton olmadan) çalışan özel teknikler içermektedir. Bu teknikte eklere gerek duyulmamaktadır. Tropikal astroloji (batı Astrolojisi) ise batı yenilikleri geçmişe dönük olarak incelemiş ve bu çok ağır hareketli gezegenlerin kişisel olmaktan çok toplumsal boyutlarına temas etmiş, ve gereken yeri vermiştir. Bu iki temel sistem arasında sonderece farklı teknikler kullanılmaktadır.


Onuncu bir gezegen bulunursa nasıl yorum yapılacak? Hem neden astrologlar bu üç gezegenin varlığını önceden kestiremedi de, astronomi bilimi keşfetti?


-Cevap: Geçmiş döneme ait ephemerisleri çıkarılıp incelenir. Ve simgelediği şeyler bulunur.
Sanıyorum sorun sizin bakış açınızda. Astroloji ile astronomi rakip değildirler!!!. Birisi elma ise diğeri armuttur, ya da karpuz. Eski çağlarda bildiğiniz üzere aynı işi görürlerdi. Daha sonraları bilginin artmasıyla astronomi ve astroloji ayrı ayrı dallar olarak faaliyet göstermeye başladılar. Birisi gök cisimlerinin fiziksel yapısıyla diğeri ise ruhuyla ilgilendi. O zamanlar bu kişiler aynı zamanda doktordular, felsefeciydiler vb...
Astrolojinin amacı yıldız keşfetmek değildir; evrendeki müthiş harmoninin küçük bir bölümünü kullanarak diğer bölümü hakkındaki bilgiye ulaşma çalışmasıdır. Bir çeşit şifreciliktir.
Enteresandır ki astroloji, halen astronomi tarafından varlığı bilinmeyen ancak gökgünlüğü tespit edilmiş bazı noktaları kullanmaktadır. İlerde bu konumlara karşılık gelen gök cisimleri bulunursa şaşırmamak lazım!.


2) Doğum zamanı tıbbi operasyonla değiştirilerek kişinin yıldız haritası da değiştirilebilir. O zaman insanlar çocuklarını en çok istedikleri burçlarda dünyaya getirerek, neden istedikleri bir ırk oluşturmuyorlar?


-Doğum haritası (horoskop) deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama bu haritada kişinin burcu olarak nitelediğimiz konum; Güneş’in o anda ekliptiğin 12 de biri üzerinde hangi burç dilimine tekabül ettiğini belirtir. Kısaca Güneşin haritadaki yeri sizin burç olarak nitelendirdiğiniz veriyi verir. Haritada bunun gibi sonsuz sayıda konbinasyon vardır.
Sorunuzun cevabını bir soruyla vereyim şimdi:
“Bu arkaşlar ari ırkı hangi kombinasyonu ne zaman seçecekler de hanımları aynı anda aynı yerde doğurtacaklar veya sezaryen yapacaklar?”


3) Koç noktasının yılda yaklaşık 50" lik (geri) kayması sonucu doğan etki, kişinin falına (?) bakarken nasıl elimine ediliyor? 1000 yıl sonra aynı gün ve saatte doğacak insanların falı (?) bugün doğanlardan farklı mı yoksa aynı mı olacak?


-Kastettiğiniz şey sanıyorum takribi 25800 yılda bir ekliptiğin ekvator 0 derece Koç noktasından başladığı noktaya dönüşü; yani “Büyük Sideral Yıl”
Cevap: Evrendeki herhangi bir an (kombinasyon) asla tekrarlamaz. Sormaya çalıştığınız soru ise yalnızca ekliptiği, burçlar kuşağını yani sonsuz olasılıktan sadece birini etkiler. Teknikler bunu da kapsamaktadır…


4)Takımyıldızlar üç boyutlu uzayda aralarında binlerce ışık yılı boşluk olan farklı özelliklerde yıldızlardan oluşur ve zamanla dört boyutlu uzayda bu yıldızların kendi öz hareketleri ile burçların biçimleri değişir. Hatta bazı yıldızlar burç değiştirebilir. Bu durum astrolojik açıdan nasıl dikkate alınıyor?


-Cevap: Astroloji takımyıldızların içindeki yıldızlardan ziyade takım yıldızın tümünün simgesel anlamlarıyla ilgilenir. Ama takımyıldızlar içindeki sabit yıldızlar bahsettiğiniz 4 boyutlu sistemin hangi zaman diliminde, bir astrolojik harita üstünde yer değiştirecek kadar hareket eder acaba?…
İzin verin atayım; 10 bin yılda 0.1 derece mi?…


5) Zodyaktaki 13. burç (Yılancı) nasıl dikkate alınıyor? Güneş bu burçtayken doğanların falına nasıl bakılıyor?


-Cevap: Bu medyanın haber bulmakta sıkıntı çektiği dönemlere rastlamış bir yanlış bilgilendirmedir. 13. Burç diye birşey yoktur.


6) Bu yıllarda 1 Nisan tarihinde Güneş Balıklar burcundadır. 2000 yıl önce ise 1 Nisan'da Güneş Koç burcundaydı. O halde 2000 yıl önce 1 Nisan'da doğan kişi ile bugün 1 Nisan'da doğan kişinin burçları farklı olmalı. Bu nasıl açıklanacak?


-Cevap: Astroloji çok farklı teknikler kullanır. Bu farklılıklar tarih boyunca değişik kültürlerin etkisi sayesinde oluşmuştur. Örneğin Hindu astrolojisi “Jyotish” batıdan çok farklı teknikler içerir. Bu astrolojide temel zaman direk olarak sideraldir. Bu teknikte yukarda dediğiniz gibi yaklaşık 2090 yıl sonra güneşin yeri değişir ve sizin anlayacağınız kişinin burcu değişir. Ancak Tropikal Astrolojide Precession uygulanmaz. Ekliptik 12 dilime bölünmüştür. Dolayısıyla kayma yoktur.


7) Astrologların evrenin gerçek fiziksel yapısıyla ilgili ya hiç bilgisi yoktur ya da çok sınırlı ve yanlış bilgiye sahiptirler.


-Cevap: Doğrudur, fiziksel yapıyla ilgilenen azdır. Çünkü bunları bilmek bizim işimizi etkilemez. Astrolojik bilgi başkadır.


8) Astroloji, altı ay Güneş ve gezegenlerin hiç görülmediği kutup bölgelerinde doğan kişilerin burçları konusunda hiç bir açıklama getirememiştir.


-Yanlış,
Bu konumlar için özel teknikler, ev sistemleri uygulanmaktadır; Meridian ev ve Jyotish teknikleri.


Benzer olarak doğum, uzayda veya başka bir gezegende olsaydı falı ne olurdu?


-Cevap: Bunun cevabını şöyle vereyim eğer kişi bir gök cismi üstünde doğduysa (Mars, Pluto vb.) bilgisayar programlarımız bu similasyonu çok kolay yapmaktadır. Ayrıca, bilgisayar yardımı ile uzayın herhangibir yerinin similasyonu, yada hipotetik gezegenlerin similasyonu da yapılabilmektedir.


9) Tıp bilimi, daha bebek anne karnındayken bile çevreden, dış uyarılardan etkilendiğini isbatlamıştır. Oysa astroloji için sadece ve sadece doğum anı çok önemli olup, doğum öncesi etkiler hiç dikkate alınmamaktadır.


-Yanlış;
Astrolojinin çok eski tekniklerinden biri de; koitus anı yani çocuğun anne rahmine düştüğü ana göre hesaplamalar yapılarak bir horoskop çıkarılıp yorumlanmasıdır. (Jyotish)

10) Yıldızların da bir hayat süresi vardır ve evrimlerinin sonunda ölüp yok olurlar. Burçları oluşturan yıldızlardan biri veya birkaçı eğer e
vrimleri sonunda yok olsaydı, bu burçlarda doğanların falına (!?) nasıl bakılacaktı acaba?


-Cevap: Bundan daha güzel sorularınız olabilirdi mesela kuyruklu yıldızlar gibi… ben sorunuzu cevaplamaya çalışayım; “sonsuz kombinasyonlardan biri eksik olurdu…”


11) Astrolojide gerçeklik payı olsaydı önce yaygın eğitimi yapılır sonra insanlığın yararına kullanılarak, insanlığın gelişmesi inanılmayacak kadar hızlandırılabilirdi. Astrolojinin öngördüğü sonu olumsuz bitecek olaylar ve işler için boşuna emek, para ve zaman harcanmaz; hatta önceden alınacak tedbirlerle olumsuz işler olumluya çevrilir, sadece sonu iyi bitecek işler yürürlükte tutularak insanlığın hızla gelişmesi sağlanırdı.


-Astrolojinin yaygın eğitimi yanlızca yurdumuzda yapılmamaktadır. Örneğin İngiltere’deki “Faculty of Astrological Studies” 1800 lerden beri talebe yetiştirmekte olup bir astroloji klasiğidir. Aynı şekilde Amerika, Fransa ve Almanya’ da da okullar vardır. Hindistan’da bu işle ilgili okul olduğunu henüz duymadım ancak “Pandit” denen kişiler binlerce yıldır ailelerinin geleneği olarak Jyotishle uğraşmakta ve sırlarını gizlemektedirler. Çinliler ise astrolojiyi akupunktur ve diğer tıp geleneklerinde çok özel ve harikulade sistemleri ile hala kullanmaktadırlar. Araştırmanızı tavsiye ederim… İnternette de yüzlerce eğitim veren siteler mevcuttur. Ancak cahiller için para tuzakları daha fazladır.

-Gelelim insanlığın iyiliği için kullanımına. Bu konuda haklısınız. Ama tarihte hep bunun tersi olmuştur; astrologlar ve astroloji kimi zaman zorla (ör: Hitler) kimi zaman da, devlet yönetiminde yönetimin amaçları doğrultusunda gizlice kullanılmıştırlar. İngilizler seçimlerini her nedense mutlaka Perşembe gününe rastlatırlar!, Ronald Reagan sabah saat 1:00’de valilik yemini etmiştir. Hindistan parlamentosu negatif bir astrolojik konumun oluşması nedeniyle 1 ay süreyle tatil edilmiştir. Yani herkes kendi çıkarına göre kullanıyor. Bilen faydalanıyor ama gizli tutuyor, biz astrolojiden faydalanıyoruz demiyor. İngiliz kıraliyet astrologları ne için maaş alıyorlar dersiniz?

-Bu şartlarda insanlığın yararına nasıl kullanacaksınız astrolojiyi?


5000 yıldır insanlığın gündeminde olan astroloji, bu yönde insanlığa hiç bir yarar sağlamamıştır;

-Doğru, yukarda anlatmaya çalıştım.


bilimsel düşünceye göre bundan sonra da sağlaması beklenmemektedir.

-Maalesef doğru .


5.SONUÇ

Astrolojinin astronomiye sağladığı tek katkı, eski çağlarda insanların astrolojiyle uğraşırken farkında olmadan bir çok astronomik bilgiyi keşfetmiş olmasıdır.
1975'te Amerika'da "The Humanist" dergisinin Eylül sayısında astrolojiye karşı önemli bir bildiri yayınlanır. Bu, 18'i Nobel ödülü almış 186 bilimadamı tarafından imzalanan bir çağrıdır. Bir emekli astronomi profesörü (B.J. Bok), bir bilimsel makale yazarı (L.E. Jerome) ve bir felsefe profesörü (P. Kurtz) tarafından kaleme alınan bu bildirinin metni kısaca şöyledir:
"Bir çok disiplinden gelen bilimadamları astrolojinin dünyanın büyük bir kısmında giderek daha iyi karşılanmasından endişe duymaktadırlar. Aşağıda imzası bulunan bizler astrologların özel ya da genel olarak yaptıkları kehanetlerin ve verdikleri öğütlerin koşulsuz olarak kabul edilmesi tehlikesine karşı toplumu uyarmak istiyoruz. Astrolojiye inanmak isteyenler, ilkelerinin hiç bir bilimsel temele dayanmadığını bilmelidirler."

-Güzel bir bildiri…


Astrolojiyle ilgili bu tür ve yukarda anlatılan buna benzer daha pek çok araştırma hep aynı sonuca varmaktadır:


-Acaba?
Cevap verme konusunda hazırlıklı olmadığım için karşı tezi savunan bilimsel araştırmalar konusunda fazla bilgim yok. Ama “Karl Jung” konusunda araştırma yapmanızı sağlık veririm…


Astrolojinin öne sürdüğü tezlerin hiç birinde gerçeklik payı yoktur. İddiaların tamamı bir safsatanın ürünüdür.


-Kişisel düşünceler bunlar, astroloji hangi tezleri ileri sürmektedir?


Bu gerçeğin de halka gösterilebilmesi için biz astronomlara bazı görevler düşmektedir. Bunun için yapılabilecek bazı faaliyetler şunlar olabilir : i) Basın yayın organlarını kullanarak toplumun aydınlatılmaya çalışılması. Ancak bu konuda kullanılabilecek bu türden yayın kaynakları sadece bilimsel yayın organları olabilir. Çünkü, zaten media'nın hemen hemen tamamı astrolojiyi kendi çıkarları uğruna kullanmaktadır.

-Doğru,


ii) Astronomi bölümlerince periyodik olarak "astronomi günleri" düzenlenerek belli kesimleri eğitmek suretiyle, astrolojinin ne tür bir aldatmaca olduğunun gözler önüne serilmesi. iii) Astrolojinin anlamsızlığını ve gereksizliğini gözler önüne seren bir bildiri yayınlaması için TAD'ne istekte bulunmak.


-Güzel bir sosyal çalışma olacak kanısındayım…
Ama daha faydalı işler yapmak isterseniz TEMA Vakfına üye olun Tel: (312) 419 73 01


İnsanlar kendilerine ve çevrelerine güvenlerini yitirseler, sosyal bunalımlara düşseler bile bu boş inançla kendilerini avutup zaman geçirmemeli, daha da önemlisi kendilerine astrolog diyen umut tacirlerine alet olmamalıdır.

- Tamamen katılıyorum…


Bilimadamlarına göre hiç bir gerçeklik payı olmayan astrolojiden çıkar sağlamak, aldatmacadan hatta dolandırıcılıktan başka bir şey değildir.


-Birçok çıkar gurubu, kişi ve medya malesef astrolojiyi yurdumuzdaki bilgi ortamının eksikliği ve cahillikten de kaynaklanan boşluğu doldurmak suretiyle cahil insanları sömürüyor ve bilinçli insanların da konuya olabilecek ilgilerini negatif etkiliyor, astrolojiyi çok yanlış ve yanlı anlatıyor. İnsanlarımız da okumuşu ve cahili ile medyanın kesin bilgilerine güvendiğinden, o şekilde faydalanmış oluyorlar…
Gazetelerdeki astroloji saçmalıklarına nekadar çok kişinin ilgisi olduğunu hepimiz biliriz. Bunu dikkate alanlar genellikle eğitim seviyesi düşük insanlardır. Ama enteresandır ki eğitimli bireylerimizde bu saçmalıklara astroloji demektedirler ve bunun astroloji olduğuna inanmaktadırlar..
Astrolojide etik bizim de çok yakındığımız bir konudur. Bu konuda kendi çevremizde ancak başarılı olabiliyoruz. İnsanlar astrolojiye kıyarak hayatlarını kazanıyorlar. Astrolojinin durumundan çok kendi yaşamları ön planda bu kişilerin. Bunlara “medyum astrologlar” diyoruz. Yani astrolojiyle ilgisi olmayan medyumlar, falcılar vb.


Sacit ÖZDEMİR ve Yalçın KAYA
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü
06100 Tandoğan-ANKARA


6. REFERANSLAR


Çileli, N., Yüzügüler, S., 1993 "Astroloji" AÜFF Astronomi Bölümü Diploma Tezi, Danışman:Prof. Dr. Osman Demircan.
Demircan, O., 1991 Bilim ve Teknik Dergisi, Cilt 24 Sayı 285, syf. 48.
Demircan, O., 1991 Bilim ve Teknik Dergisi, Cilt 24 Sayı 289, syf. 28.
Ergen, M., Çiçekçi, A., Özkan, S.E., 1993 "Falcılar İçin Yıldız Haritası (Horoskop)"
AÜFF Astronomi Bölümü Diploma Tezi, Danışman:Doç. Dr. İ.Ethem Derman.
Geddes, S., 1978 "Astroloji Yıldızlar ve Geleceğimiz", Çev:Gülten Suveren, Remzi
Kitabevi Yayınları.
Güngör, M., 1994 "Astroloji İle İlgili Doktorlar Üzerinde İstatistik Bir Çalışma" AÜFF
Astronomi Bölümü Diploma Tezi, Danışman:Doç. Dr. İ.Ethem Derman.
Rona, N., Erkut, D., 1989 "Astroloji", Yaprak Yayınları.


-Araştırdığınız kaynaklar size yeterli gelebilir. Belki bir astroloğa danışsaydınız size farklı kaynaklardan faydalanma şansı tanıyabilirdi.


ASTROLOĞUN SONUCU:


İnsanlar tarımdan başlayarak 35000 yıldır gökcisimlerinden faydalanmaktadırlar.

Astroloji Nedir ?

Astroloji, sanılanın aksine, insanın doğaüstü yeteneklere sahip olmasını gerektiren fal, metafizik gibi konulardan çok farklı bir metodoloji takip eder. Astrolojide kullanılan araçlar; kağıt, kalem, açı ölçer, kitaplar, bilgisayar programları, ve bunları alabilmek için de paradır. Konular ise; astronomi, matematik, mitoloji ve tarihtir. Tabii bol bol kitap okumak en büyük şarttır.
Başka bir açıdan bir kişinin astroloji ile doya doya uğraşabilmesi için şu üç şeye ihtiyacı vardır; 1- ilgi, 2- analitik düşünce, 3- para.
Yani; gerçek bir astrolog bir bakışta burcunuzu bilmek zorunda değildir. Sizin avuç içinizdeki çizgilerin ne anlama geldiğini bilmek durmunda da değildir veya fincanın içinde bıraktığınız kahve artıklarınızdan birşeyler çıkartıp sonra transa geçip .. titreyip .. uyutup falan filan bunlar astrolojide yoktur arkadaşlar. Oysa ki siz medyadan bunun böyle olduğunu öğrenmiştiniz değil mi?


Astrolog sizden sadece şunları ister: Doğum tarihinizi, doğum saatinizi ve doğum yerinizi. Sonra bu zat saatlerce (bilgisayar programlarından önce günlerce) matematik işlemleri arasına gömülür, arkasından kitaplar arasında boğulur. Ama bundan sonsuz zevk alır.
Ben astroloğum diyen bir kişinin eğer iyi bir kütüphanesi yoksa iyi bir çenesi vardır diyebiliriz...

Eğer istenirse yurtdışında çok iyi bir astroloji eğitimi almak para, zaman ve yabancı dil parametrelerine bağlı olarak mümkündür. Örneğin “The Faculty of Astrological Studies” (Londra) çok ünlü ve üst düzey astroloji eğitimi veren bir yerdir.


Astroloji ile ilgilendiğimi öğrenen bir kişinin genellikle bana ilk yaklaşımı; “anlat bakalım bana burcumu” olur. Böyle bir yaklaşımda olan kişinin öncelikle astrolojiye şüpheyle baktığını, yine de neler çıkacak merakında olduğunu anlamak zor değildir.
Evet, herkes kendini merak eder. Kişi kendi hakkındaki kendi kuşkulu yargılarının hemen oracıkta astroloji –“inanmadığı şey”- tarafından da doğrulanmasını beklemektedir. Ancak kişi, konuya uzak olmanın ve tabii gazetelerde astroloji başlığı altında yer alan fal saçmalıklarının yada fal başlığı altında yer alan astroloji saçmalıklarının etkisi altında kalmışlığın bilgisizliği ile, bir astrolojik analizin yalnız burcunun özellikleriyle yapılabileceği önyargısındadır.


Aynı ön yargı malesef astrolojiye yeni başlayan kimi kişilerde de mevcuttur. Bu kişiler astroloji biliyor olarak tanınmaları nedeniyle önyargılarını ve eksik bilgilerini çevrelerindekilere aşılayıp astrolojiyi çok yanlış tanıtmaktadırlar. Yaptıkları en büyük yanlış ise, herkesi kendi burcunun kalıbına sokmaya çalışmaktır. Kendilerinin hoşlandıkları ya da hoşlanmadıkları burçların, iyi veya kötü özelliklerini ön plana çıkarırlar. Sen Boğasın, demek ki sıkıcısın veya o Aslan, hükmetmeyi sever, ya da sen Balıksın, senden lider olmaz gibi çok yanlış betimlemeler. Atatürk’ün Balık burcundan olduğunu hemen belirteyim.
Doğum anında Güneş hangi takımyıldız gurubunun hizasında ise bu takımyıldızın adını burcumuz olarak biliriz ve bu olasılık diğer sayısız olasılıklardan yanlızca biridir. Uzayın çekilmiş bir fotorafını gözünüzün önüne getirin, ne demek istediğimi biraz anlamış olursunuz. Belirli bir anda oluşan, bu sayısız olasılıklar konbinasyonun tekrar oluşma olasılığı % 0 dır. Dolayısıyla “bana burcumu anlatır mısın?” sorusuna vereceğim cevap ilk harfinden itibaren o kişi için yanlış olacaktır. Bilmem anlatabildim mi?


Sıkça yöneltilen sorulardan biri de “yıldızlar, insanları ve olayları nasıl yönetirler?” şeklindedir. Arkadaşlar, astrolojide böyle birşey yoktur. Insan veya canlı davranışları, sosyal olaylar, mikro ve makro düzeydeki tüm hareketler, evrensel bir harmoni içinde, ritmik ve düzenli değişen bir tempoda asla şaşırmaksızın ve birbirlerinin ayaklarına basmadan danseder gibidirler. Bizim yapmaya çalıştığımız ise bu harmoninin bir köşesinden ritmi ve tempoyu yakalamaya çalışmaktır. Sanki yemeğin kokusundan o yemeğin ne olduğunu, içerdiği malzemeleri tayin etmek gibi. Yemek ve koku molekülleri birbirlerinden farklı olup içiçedirler. Birbirlerinin durumlarını yorumlamakta yardımcı olurlar. Gök cisimleriyle dünyadaki olaylar arasındaki bağlantıyı da buna benzetebiliriz. Yanlız bir farkla; gezegenlerin ve yıldızların konumları çok kesin olarak matemetiksel hesaplarla ölçülebilmektedir... Tabii karşı parametreler de...

Sevgili arkadaşlarım, astrolojiyle herkesin uğraşmasını beklemek doğru değildir. Çünkü; bu bir ilgidir, bir farkına varıştır. İnsan astroloji yardımı ile o evrensel harmoninin tınılarını duyumsamakla kalmayıp, yaptığı dansın farkına varır ve günlük yaşamına da başka bir gözle bakmaya ve herkesin göremediği ayrıntıları yakalama olanağına sahip olur. En önemlisi hoşgörü sahibi olur. İnsanların hoşa gitmeyen özellikleri onu eskisi kadar rahatsız etmez. Çünkü bu davranışların arkasındaki gizemi sanki buzdağının görünmeyen kısmını görür gibi farkedebilir. O an yüzünüzde belirecek tebessümü herkesin anlamasını bekleyemezsiniz tabii.
Astroloji, sadece biliyor olmanın zevkidir.
Kişi astrolojide ilerledikçe, zamanı geldikçe önündeki engeller bir bir kalkıyor ve kendini çok heyecanlı bir durumda buluyor. Bu durumu anlatmak zor. Biliyor olmanın sınırını zorluyorsunuz. Bu sınıra gelmeden önce bunu gerçekten isteyip istemediğinize daha doğrusu buna hazır olup olmadığınıza emin olmanızı tavsiye ederim. Şunu sorun kendinize: “biliyor olmayı ister miyim?” cevabınız evet ise çok heyecanlı bir yolculuğa hazır olun. Eğer hayır ise o zaman da temel astrolojinin incelikleri size çok cömert davranacak kişiliğinizle ilgili istediğiniz bütün ayrıntılara ulaştıracaktır sizi.
Her halükarda farklı olmanın ve farklı hissetmenin zevkini çıkaracaksınız. Bu da iyi bir kazanç değil mi sizce?


Saygılarımla,


C.C.ARDA

---****---


http://www.dergi.org/071999/1401.htm (daha once bu yazi bu adreste idi)

Astroloji ve Ahlâk, Etik

Astrolojide Ahlak
(İlk yayın tarihi: Ocak 2001)

Bana göre astroloji, evrenin şifresini çözmeye yarayan bir ilimdir. Astrolog ise bu ilmi kullanarak şifreyi çözmeye çalışan şifre çözücüdür (dekoder gibi). Yayını sabit kabul edersek bir decoder eğer şifreyi doğru çözerse görüntü berrak, ses net olur. Eğer iyi çalışmazsa görüntü ve sesteki bozukluk filmin izlenmesini zorlaştırır, alınacak zevki azaltır. Kişi özel bir şeyler seyretmek için decoder alır. Ama seyredeceği her şey onun umduğu gibi çıkmayacaktır. Bazılarından hoşlanacak, bazılarını seyretmek istemeyecektir. Ama decoder kişinin o filmi seyretmek isteyip istemediğini bilemediği ve o kişiyi tanıyamadığı için her sinyali görünür hale getirir. Kişi bu durumda kendi kararını kendi verir. İstediğini seyreder istediğini seyretmez!
Astroloji, evrenin şifresini çözmeye yarayan ilimdir demiştik. İnsanın da bir evren ve aynı zamanda sonsuz evrenin de bir parçası olduğunu kabul edersek; insanı da içeren bir şifreyi çözme ilmidir diyebiliriz. Bu şifre öyle mükemmel planlanmıştır ki her şeyi içerir. DNA şifresi gibidir. Biliyorsunuz DNA, canlılara formlarını veren, yaşamı sağlayan öz bilgiyi içeren ve bizzat uyaran şifredir. Astroloji ise canlı veya cansız olarak ayırdığımız evrendeki her şeyi, ifade eden bir şifredir. Bir uyarıcı değil, ifade edicidir!. Bu şifreyi tam olarak çözmek mümkün müdür sizce? Tabii ki hayır!. Ancak çok cüzi bir miktarının karşılığı bin yıllardır süre gelmiş gözlem ve çalışmalarla gün ışığına çıkarılabilmiştir ki bunu da özel bir idrak sayesinde anlamak mümkündür. Bilim sözcüğünün bugünkü tanımı çerçevesine sığamaz!, ama yarınki tanımına girecektir kanısındayım. Neden? çünkü; astrolojideki parametreler evrenin kendisi gibidir, yani sonsuzdur. Neden sonsuzdur? Çünkü; gözünüzün önüne Samanyolu galaksisinin gece görüntüsünü getiriniz. İnsanoğlu, bin yıllarla sınırlı uygarlığı boyunca bu galaksideki ancak 100 kadar yıldızın insanla ve doğayla olan senkronizasyonunu keşfedip tarifleyebilmiştir. Sizin astrolojik haritanızda bu galaksi içindeki her şey, buna ek olarak diğer galaksiler de mevcut olmasına rağmen, biz şifreciler yalnızca çok iyi bildiğimizi sandığımız güneş sistemindeki Güneş, 8 gezegen ve bir uyduyu, Ay’ı kullanırız. Biraz daha ileri gidenler 5 astroidi, biraz daha ileri gidenler buna ek olarak Uranian sistemini, biraz daha bilgilenenler ise en fazla 50-60 sabit yıldızı kullanırlar. Bazılarımız, Vedik astrolojideki sistemleri yeniden! keşfetmiş ve o alana yoğunlaşmıştır. Size şunu belirteyim değerli astroloji meraklıları; gezegenler arasında bir etki sıralaması olmakla beraber, ben dahil çoğu şifreci astroidlerden itibaren diğerlerinin anlamını “kesin” bilmeyiz, bir çoğumuzun ise bunlardan hiç haberi bile yoktur! Aklınıza şu soru gelebilir şimdi; piyasadaki şifreciler durum böyleyse nasıl bu kadar iddialı olabiliyorlar? Bunun cevabını gene siz aklınızı ve mantığınızı kullanarak verebilirsiniz sanıyorum.
Dolayısıyla, astrolojide bir olgu (ör: evlilik) farklı zamanlarda farklı parametrelerle belirlenebilir. Bir yazar dünyadaki insan sayısı kadar AŞK tarifi olduğunu belirtmiştir. İşte astroloji, bir duyguyu bu her haliyle (her insandaki haliyle) belirtir. O kişideki halini açığa çıkarmak, kullandığı araçlarla ve tecrübesine bağımlı olarak “şifre çözücüye” kalmıştır.
Yukarda astrolojik verilerin “özel bir idrak sayesinde” kullanılabileceğini belirtmiştim. İdrak kelimesini burada bilinçli olarak kullandım çünkü; (her konuda olduğu gibi) astrolojinin de özel atmosferine girmeden, veriler arasındaki bağlantıyı kurmak kolay değildir. Bu idrak ya da algılama kabiliyeti ne kadar fazlaysa kişi şifreyi o kadar iyi çözer. Bu, teorik bilgiyi eşit kabul edersek aynı el kararı tuz, göz kararı su gibidir (maalesef !). Bunun nedeni ise yine evrendeki, hesaba katamadığımız diğer parametrelerin eksikliğidir. Tecrübe idraki artırır, bilgi kolaylaştırır, yetenek ve ilgi olmadan ise kolay olmaz bu iş. Bu betimlemeler bir sanatçıyı da tarif etmek için kullanılır kimi zaman...
Yukarda anlatılanların ışığında bir şifrecinin uyması gereken bazı kurallar olduğu kanısındayım. Bu kuralların esası; yapılan işin saygınlığına gölge düşürmeden, karşıdakinin bir insan olduğunu her zaman hatırda tutarak; elindeki bilgiyi o kişi tarafından tolere edilip edilemeyeceği yani ona zararlı olup olmayacağını çok iyi tarttıktan sonra vermektir. Kişilerin ölüm saatini hesaplamak edepsizlikten ve faziletsizlikten başka bir şey değildir. Astroloji bu bağlamda ketumiyet; “susmayı bilmek sanatıdır!”


Bana göre bir şifreci aşağıdaki kuralları hatırda tutmaya çalışmalıdır;
I. Astroloji, ancak saygın ortamlarda uygulanırsa saygınlığını devam ettirebilir,
II. Yanlış hareket ve tavırlarımla, astrolojiye hedeflenecek yanlış düşüncelere sebep olmamalıyım,
III. Çevremde benden iyisi yok ise, bu benim iyi bir astrolog olduğum anlamına gelmez,
IV. Astroloji ancak kitap okunarak ve gözlem yapılarak geliştirilecek bir ilimdir,
V. Astrolojinin kişiye has bir özellik olmadığı bilinciyle, herkesin uğraşırsa faydalanabileceği bir öğreti olduğunu savunmalıyım, istekli kişilere öğrenmeleri için yardımcı olmalıyım,
VI. Bilgim yeterli olmadan ve bir talep gelmeden asla başkası için iyi ya da kötü yorum yapmamalıyım. Bilgimden emin değilsem susmalıyım.
VII. Bir bilgi verme konusunda ketum olmalıyım,
VIII. Bilgiyi talep edenin bilinç düzeyine göre, süzerek vermeliyim, gerekirse o bilgiyi ebediyen kendime saklamam daha doğru olabilir,
IX. İyi niyetle dahi olsa, asla bilerek yanlı ve/veya yanlış bilgi vermemeliyim,
X. Benden bilgi isteyenlerin özel yaşamını kesinlikle gizli tutmalıyım,
XI. Her zaman umut vermeye çalışmalıyım, çünkü kader ancak hoşgörü,sabır ve umutla değiştirilebilir,
XII. Astrolojiyi asla bir silah olarak kendimin ya da bir başkasının menfaatine kullanmamalıyım. Bu konuda Ömer Hayyam’ı aklımdan çıkarmamalıyım.

İyi ve kötü ancak insanların idraki ile değişir. Aslında iyi ve kötü yoktur. İdrak vardır.